Kategori

Anne

Kategori

Selam arkadaşlarım. Doğumdan sonra özellikle kendimi toparlamam uzun zaman aldı biliyorsunuz. Doğumdan hemen sonra ve hala sorulan bazı sorular kırıcı olabiliyor daha önce de değinmiştim. Yeni Doğum yapan bir kadına bence asla sorulmaması gereken sorular vardır. Merak ettiğiniz soruları sorduğunuzda empati kurmanızı tavsiye ediyorum. Bu sorulara hemen başlıyorum.

– Anne sütü vermiyor musunuz?(Birçok kadın bu soru yüzünden strese maruz kalıyor mama vermek zorunda olduklarında bebeklerine kendini suçlu hissediyor)

– Bebeğiniz küçük görünüyor.(Yeni Doğum yapmış bir kadına asla söylenmemesi gerekir)

– Sana hiç benzemiyor. (Dokuz ay boyunca karnında taşıdığı ve sonunda ağrılar içinde doğurduğu bebeğin ona benzemiyor olduğunu duymak , anneler için yıkıcı olabiliyor)

– Hiç doğurmamış gibisin. ( Yani hala hamile gibi olduğunu kilo veremediğini söylemek istiyor)

-Sezeryan Doğum mu yaptın canım? ( Kendisi büyük ihtimal normal doğum yapmış. Ağrı içinde kıvransa da karşısındaki hiç umrunda değil.)

Bunlar sadece 5 tanesi daha neleri var .

Bunları sormak yerine lahusa bir kadının ihtiyacı olan en güzel şeylerden biri ona yardımcı olmaktır. Mesela ev işlerinde yardımcı olunabilir. Yada bebeğine bakabilirsiniz o da dinlenmiş olur .Hiç  fena olmaz aksine çok da güzel olur. Güzel şeyler anlatıp ona moral verebilirsiniz . Şu anki durumun geçiçi bir durum olduğunu bebeğini düşünerek daha kolay bu süreci atlatabileceğini anlatıp onu rahatlatabilirsiniz . En sevdiği şey neyse onu alıp gelebilirsiniz .Küçük sürprizler büyük mutluluklara sebep olabiliyor.

Sevgiler…

Başından beri planlı bir hamilelik geçirdim.
Tam anlamıyla anne olmaya kendimi hazır hissettiğimde doktora gittim kontrollerim için. Doktorun vermiş olduğu vitaminlerimi çok düzenli kullandım.
Hamileliğimde çok güvendiğim bir doktora emanet ettim kendimi ki; doktor ile doğru, samimi en önemlisi de gönül rahatlığıyla kurulan huzurlu bir iletişim, annelik duygularıyla bir evlat dünyaya getirmek çok önemlidir bu aşamada. Hamileliğim boyunca dışarıdan fastfood tarzı besinler hiç tüketmedim. Bol bol sebze ve meyve yedim (ikimizin de doğal vitamine ihtiyacı var! ). Hatta o kadar çok meyve yedim ki .. vitamin deposu gibi geziyordum . Hamilelik dönemimde en çok korktuğum şey erken doğumdu. Günler geçtikçe doğum yaklaştıkça en ufak bir kıpırdamada ‘acaba doğuruyor muyum?’ diye panik oluyordum . Doktorumuz başından beri her kontrollerimizde İnci’nin gelişimini ultrasona göre iki hafta önceden gittiğini söylüyordu yani kilosu yerinde bir bebek olacağını tahmin ediyorduk. Bu tahmin benim aldığım kilolardan da belliydi . Anne olmayı planlarken ve hamile olduğumu öğrendiğim günden beri hep normal doğum istedim ama nasip olmadı.  Bilinmeli ki bu; anne ve bebek için çok sağlıklı bir yöntem !
Aylar hızlıca geçerken en son 39. hafta kontrolünde doktorumuzun öngörüsü ile normal doğum yapmamın mümkün olamayacağı kararına vardı. İnci gelmek istemiyordu, keyfi yerindeydi . (Birde bana sorun ).
Evladımızın kokusunu içime çekmeye, sonsuz bir sevgi ile ömür boyu gözlerinin içine bakmaya sabırsızlanırken 39+2 de planlı bir sezaryanla dünyaya geldi bebeğimiz.
Boyu 51 cm, kilosu 3940gr’dı.
Varlığı ise; paha biçilemez…